Reklamlarda sıklıkla karşılaştığımız bir durum; cinsiyetçilik. Özellikle kadın cinsiyetçiliği. Bir çok reklamda kadın bedeninin aşağılandığı seksist senaryolarla karşılaşıyoruz. Bazen açık ve net bir şekilde bu aşağılama gösterilirken bazen de gizli bir şekilde subliminal mesajlar ile karşımıza çıkıyor. Giyim endüstrisi ve parfüm reklamlarında yoğunlukla karşımıza çıkan açık ve net aşağılamalarda kadın bedenini bazen bir şişe bazen bir kot pantolon ile özdeşleştirip, faydalanılacak, giyilip atılacak, kullanılacak ürünlermiş gibi nesne haline getiriliyor.
Kadın bedeni üzerinden yapılan bu aşağılama bazen daha da çirkinleşerek, prestij unsuru olarak gösteriliyor. Pahalı bir arabanın ya da elektronik ürünün yanına konan bedenlere, ürünlere sahip olduğunuz takdirde sahip olabileceğiniz algısı yaratılıyor.
Bazı reklamlar ise kadınların bedenini aşağılamanın yanı sıra zeka olarak erkeklerden geri olduğuna göndermeler yapıyor ve hedef kitlesi olan erkeklere ulaşmak için kullanıyor. Özellikle teknoloji ve araba markalarının kullandığı bu yöntem, kadınların bile kullanabileceği, anlayabileceği gibi söylemler ile kadınlara hakarette bulunuyor.
Kadınların reklam ve medya sektöründe bu şekilde aşağılanmasına karışı bir tepki oluşturulmalı ve hukuki yollardan hak aranmalıdır.
24 Haziran 2013 Pazartesi
21 Haziran 2013 Cuma
Klima ile Soğuk Yaz Günleri...
Yaz aylarının gelmesi ile evlerde, ofislerde klima ihtiyaçları arttı. Sıcak havalarda tatile gidemeyenler, ofislere tıkılıp çalışmak zorunda kalanlar maalesef ki klimasız yaşayamaz hale geldiler. Küresel ısınmanın da etkisi ile aşırı sıcaklarda özellikle metropollerde insanlar nefes alamaz hale geldiler. Kışın yaygınlaşan doğal gaz kullanımı ile klimalara çok ihtiyaç duyulmasa da yaz ayları için daha mantıklı, hesaplı bir çözüm yolu bulunmamaktadır. Klima sadece havayı ısıtıp – soğutmakla kalmıyor, ortamdaki havayı istediğimiz derecede sabitlememiz avantajını da bizlere sunuyor. Klimalar içerdeki havayı temizleyip, tozlardan kurtararak astım, alerji gibi problemleri olan insanlar için de sağlıklı çözümler oluşturuyor.
Evidea’da bulabileceğiniz klima modelleri arasından bütçenize, ihtiyacınıza ve zevkinize göre dilediğiniz modeli tercih edebilir, kapınızdan teslim alabilirsiniz. Airfel Green 9.000 Btu/h Duvar Tipi Klima (A Enerji Sınıfı) modeli, dört ayrı fan hızı seçeneği, çevre dostu olması, düşük enerji tüketimi, otomatik hava yönlendirmesi, arıza teşhis sistemi, kompres koruma sistemi, uyku fonksiyonu ve zaman ayarlayıcı ile muhteşem bir seçenek. Bütçesine uyan herkes mutlaka bir tane edinmeli ve soğuk yaz günlerinin keyfini çıkarmalı.
Klima |
Evidea’da bulabileceğiniz klima modelleri arasından bütçenize, ihtiyacınıza ve zevkinize göre dilediğiniz modeli tercih edebilir, kapınızdan teslim alabilirsiniz. Airfel Green 9.000 Btu/h Duvar Tipi Klima (A Enerji Sınıfı) modeli, dört ayrı fan hızı seçeneği, çevre dostu olması, düşük enerji tüketimi, otomatik hava yönlendirmesi, arıza teşhis sistemi, kompres koruma sistemi, uyku fonksiyonu ve zaman ayarlayıcı ile muhteşem bir seçenek. Bütçesine uyan herkes mutlaka bir tane edinmeli ve soğuk yaz günlerinin keyfini çıkarmalı.
20 Haziran 2013 Perşembe
Fast Fashion
Moda; eskiden giyimle sınırlı bir kavram olarak nitelendirilirken günümüzde mobilyadan, beyaz eşyaya, otomobilden ev tekstiline kadar etki alanını genişletmiştir. Dolayısıyla bireylerin modaya bağlı tüketim alışkanlıklarını saptamak ve buna yönelik yeni pazarlama stratejileri geliştirmekte kaçınılmaz hale gelmiştir. Öncelikle tüketici istek ve ihtiyaçlarını dikkate alan pazarlamanın yanı sıra moda aracılığıyla tüketici istek ve ihtiyaçlarını yönlendiren, hatta istek ve ihtiyaç yaratan pazarlamadan bahsetmek gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Fast Fashion markları; günümüzde modayı yaratan, yön veren ve modayı kendi çıkarları doğrultusunda kitlelere manipüle eden konumundadır.
20.yy’ın sonlarına gelindiğinde moda, tüketim çılgınlığının en büyük belirleyicisi haline gelmiştir. Bireyler üzerinde bu kadar etkili olan moda kavramı artık başıboş bırakılmayacak kadar önem arz etmektedir.
Seri üretimin oldukça hızlandığı bu dönemde markalar artık modanın takipçisi değil, modayı yaratan konumunda olmak istemektedirler. Pazarda ‘‘ fast fashion ’’ adı verilen, global hızlı tüketim markaları ortaya çıkmaktadır. Bu markalar her dönem çıkardıkları kreasyonları, medya ve reklamın kullandığı diğer tutundurma faaliyetleri ile moda haline getirirler. Son moda ürünlerini, dünyanın her yerinde uygun fiyatlarla satışa çıkaran bu markalar, kar marjında maksimum seviyeye ulaşınca yeni dönem/mevsim için yeni kreasyonlar ile pazara dönüş yapmaktadırlar.
Her dönem yeni ve farklı bir moda akımı yaratılırken, bu akımı bireylere benimsetecek moda reklamları ve medya iş birlikçileri de hali hazırda bulundurulmaktadır.
Fast Fashion markları; günümüzde modayı yaratan, yön veren ve modayı kendi çıkarları doğrultusunda kitlelere manipüle eden konumundadır.
20.yy’ın sonlarına gelindiğinde moda, tüketim çılgınlığının en büyük belirleyicisi haline gelmiştir. Bireyler üzerinde bu kadar etkili olan moda kavramı artık başıboş bırakılmayacak kadar önem arz etmektedir.
Seri üretimin oldukça hızlandığı bu dönemde markalar artık modanın takipçisi değil, modayı yaratan konumunda olmak istemektedirler. Pazarda ‘‘ fast fashion ’’ adı verilen, global hızlı tüketim markaları ortaya çıkmaktadır. Bu markalar her dönem çıkardıkları kreasyonları, medya ve reklamın kullandığı diğer tutundurma faaliyetleri ile moda haline getirirler. Son moda ürünlerini, dünyanın her yerinde uygun fiyatlarla satışa çıkaran bu markalar, kar marjında maksimum seviyeye ulaşınca yeni dönem/mevsim için yeni kreasyonlar ile pazara dönüş yapmaktadırlar.
Her dönem yeni ve farklı bir moda akımı yaratılırken, bu akımı bireylere benimsetecek moda reklamları ve medya iş birlikçileri de hali hazırda bulundurulmaktadır.
11 Haziran 2013 Salı
Masa da masaymış ha
Çocukken hatırlıyorum da, iki tane masa vardı evimizde. Biri
küçük bir orta sehpa; açık renk tahtadan, alçak, kare şeklindeydi. Zigon sehpa
gibi bir görev görürdü sanıyorum. Diğeri yine aynı renkte ve yine alçak ama
dikdörtgen sehpa biçimindeydi. Orta sehpa şeklinde oturma odamızın ortasında
dururdu. Takımdılar sanıyorum kitaplık ve TV sehpası ile de. Aynı renk ve aynı maddenin kullanılmış olduğu
bir oda takımıydı. Uzunca bir süre aynı takımı kullanmıştık diye hatırlıyorum.
Ya da bana öyle gelmişti, bilmiyorum. Ama çocukluğumun belli zamanlarında,
büyümeme tanıklık ettiklerini hatırlıyorum. Çok küçükken zigon sehpa olarak
kullandığımızın altına girer, TV’yi oradan seyrederdim. Ev gibi, küçücük
üzerimde dururdu o zigon sehpa. Daha sonra biraz daha büyüdüğümde, yani orta
sehpanın boyu kadar uzadığımda, bu sefer onu kendime ev yapardım. Altında kitap
okuduğum bile olurdu.
Zigon Sehpa |
Bildim bileli evimizde bu tarz sehpalar olurdu, çoğu ev
gibi. Her modaya göre değişmezdi evimizin dizaynı ama belli eşyalar vardı,
kullanışlılığını tamamen yitirdi mi atılır, değiştirilirdi ancak. Ve bunları
hatırladıktan sonra, evimize uygun ve dayanıklı olabilecek, kullanışlı zigon
sehpalara baktım önce. Oldukça hoş tasarımlar yaratılmış. Kimisi, eskiden
evlerimizde olan, sadece misafir geldiğinde çayını kekini üstüne koymaya
yarayacak, seyyar masa şeklindeydi belki ancak günümüzde daha modern ve daha
şık olmalarının yanında daha kullanışlılar da gibi geliyor bana.
Orta Sehpa |
Orta sehpalar, alçak tasarımları yüzünden eskiden işlevsiz
görülebilirdi, ancak şimdi öyle değil. Yaratılan tasarımlarda, küçük ayrıntılar
ile insanlar bu mobilyaları hep işlevsel hale getirmiş, bir nitelik
kazandırmış. Kimisi kitaplık bölmesine sahip, kimisi çekmecelere, saklama
gözlerine.
Günümüzün en işlevsel tasarımları ise TV sehpaları üzerinde
gelişiyor. Zaten Tv’lerin her geçen gün gelişen teknoloji ve tasarımında,
onları daha şık gösterecek TV sehpalarının geri kalması beklenemezdi. Ayrıca bu
TV sehpaları da son derece işlevsel tasarlanmaya dikkat ediliyor. Gerek
kitaplık, gerek çekmece, gerek raf, gerek saklama gözü olan tasarımlar
yaratılıp çok işlevsellik katılmaya uğraşılıyor.
TV Sehpası |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)